bu nasıl bir ameleliktir yahu.. bu yazki doğumgünümden beri resmen yaşadığım şey kepazelik.. amelelik.. yani hak etmediğim ne varsa onu yaşıyorum.. buraya yazdım mı bilmiyorum, ama içimdeki yaşama enerjisinin tamamen sıfırlandığı 2011 yılı vardı.. bir daha öyle hissetmem diye düşünüyodum, hoop! merhabaaa.. 2017'nin ikinci yarısında başlayan bu salak sürecin sonunda son birkaç haftadır (aralık başından beri falan) dünyaya hiç gelmemiş olmayı dileyip duruyorum.. mutsuzum.. üstelik sağlığımız yerinde, ekonomik olarak pek parlak durumda olmamama rağmen geçinebiliyorum, aşk meşk durumları gayet tatlı, iş güç çok yorucu değil ve var.. ama ruhum yorgun, enerjim çok az kaldı, ve çok kızgın olmama rağmen bunu şiddetle hissedecek gücüm bile yok.. halim yok.. peki tüm bu halin sebebi ne? yalancıların sözüne inanarak bir ev tutmuş olmam.. sadece bu.. off kafama sıçiim gerçekten yaa!
yakın çevrem zaten hikayeyi biliyor, yani bu yazıyı okumasalar da olur.. konya'nın ünlü zenginlerinden bir ev kiraladım ben.. evin içi yayla! altı oda bir salon üç tuvalet falan.. dördüncü kat dubleks kirası da normal bir daireninki kadar.. asansör var, "bir ay sonra açılacak" dedi emlakçı ve ev sahibinin antalya'daki vekili F! (ben ona böyle diyeceğim).. peki nedir sorun? o asansör açılmadı bebişim.. dört buçuk ay oldu, o asansör açılmadı.. nooldu diye sorunca da F! kişisi "beğenmiyosanız çıktırın gidin!" diye çemkirmek suretiyle beşinci ayın başında tekrar taşınma sürecimizi başlatmış oldu... şimdi o yeni evimden sesleniyorum canlar.. gayet mütevazı üç artı bir bi apartman dairesi, ara kat.. köpekler terasta değil, evdeki büyük odada yaşıyolar, kediler her yerde (her yer denen mekan zaten çok fazla değil).. böyle kutu gibi minnoş bi yerdeyim..
eski evden ve yalancılarından çok sıkıldım.. en baştan nasıl böyle bir yalan söylediler ve ben ne bok yemeye inaandım.. evin iskanı yokmuş, cennet gibi bir semtte bakımsız bir apartmandı zaten.. apartmanın merdiven ışıkları, ziller, otomat falan da hep iskansızlıktan dolayı çalışmıyormuş meğer.. bir tek dairenin içi çok güzeldi ya da sadece bugüne kadar görmediğim kadar büyüktü.. ona taktım kafayı ve inat ettim bu evi tutacaaam diye.. kafama zıçiim.. pişmanım.. evden çıkalı on gün oldu, halen senetlerim ve kontratım elime geçmedi ki iptal edeyim.. bu adamlar yani F! ve saz arkadaşları depozitomu da vermemeye çalışıyolar.. sürekli beddua halindeyim.. kafalarına piyano düşse, buna bir tek ben şaşırmıycam, o derece.. halim, takatim kalmadı artık canlar.. keşke onların beni araştırdığı gibi, ben de onları araştırsaymışım.. o soyadını duyan herkes "çapsız, kendini bilmez, görgüsüz, hadsiz.." gibi sıfatları sayıp döküyor..
sömestr tatilindeyim güya.. hem de bu yıl bizim okulda üç hafta.. şu şekilde geçmekte: tatilin ilk haftası evi taşıdık ve yerleşmeyle uğraştık.. benden çok annem uğraştı ve çok yoruldu (bkz. keşke hiç doğmamış olsaydım dememin en büyük sebebi de bu.. ben olmasam bu kadar yorulmayacaktı son altı aydır) pff.. tatilin ikinci haftasından sesleniyorum şu anda.. ev yerleşti sayılır.. az bişi kaldı.. ama bugün kuzineye boru almaya giderken üst kattakilerden biriyle karşılaştık, ve soba yakmamız konusunda zorluk çıaracağını net bir şekilde ifade etti.. hoop! meraba klima :( çünkü neden? çünkü ona laf anlatıp ikna etmeye takatim yok.. bu yaz yapıcam o ikna çalışmasını ve şubat-mart aylarında klimayla ısınıcaz.. pffff!!!! tatilin üçüncü haftasında ise, okulda yeni açılan akşam kursundaki görevim başlıyor.. yani o hafta üç akşam saat dokuza kadar dersim var :(( sonra da okul açılacak.. böyle işte.. bunları konuşarak anlatmaya takatim yok, ama içimden çıkarıp bi yerlere koymam da lazımdı.. buraya bırakıverdim işte.. bkz. blogu günlük olarak kullanmak.. bkz. kendinden başka herkesten medet ummak..
benim için ne yapabilirsiniz? çok içten bir "kolay gelsin"iniz varsa, alırım.. başka da bir şey yapılamaz galiba..
p.s. ilk kez yazdıklarımı kontrol etmeden yayınlıyorum.. okumak zor geliyo yeminle..
edit: bakınız ne kadar dünyevi şeylerle uğraşıyoruz dedim sanırım yukarda.. genelde aklıma ilginç bir şey düşünce yazdım (düne kadar).. ya da kızdığımda.. bu da “günlük işler burama kadar geldiğinde” yazıldı.. bu edit kendime galiba, yarın öbür gün “ne halt etmeye bunu buraya koymuşum ki?” diyeceğim zamanlar için..
edit: bakınız ne kadar dünyevi şeylerle uğraşıyoruz dedim sanırım yukarda.. genelde aklıma ilginç bir şey düşünce yazdım (düne kadar).. ya da kızdığımda.. bu da “günlük işler burama kadar geldiğinde” yazıldı.. bu edit kendime galiba, yarın öbür gün “ne halt etmeye bunu buraya koymuşum ki?” diyeceğim zamanlar için..
temsili ben şurdan