14 Mayıs 2011 Cumartesi

hayatımdaki en mutlu an!

önümde yürüyen arkadaşıma yetişebilmek, hatta onu da geçip "baaak.. nasıl da hızlıyım..." diyebilmek için beton merdivenler yerine yeşillikte yürümeye başladım.. bir anda karşıma bir kedi çıktı.. haliyle kopardım beyaz peynirli, salçalı, kepek ekmekli tostumdan bir parça, o da sevdi, yedi hemen sağolsun.. sonra bir kedi daha.. başka bir tane daha.. böyle böyle 3-4 kedi oldu etrafımda.. sonuncusu siyah bir yavru kedi.. öyle manalı bakıyor ki.. tostumu yemekten vazgeçip parça parça kedilere veriyorum.. bir yandan da konuşuyorum tabii onlarla.. siyah ufaklık cevap vermesin mi! hayatımın en mutlu anı :)))) sonunda yahu.. sonunda.. Allah'ım şükürler olsun! tabii yıllardır beklediğim kişiyle karşılaşmış olmanın verdiği mutlulukla devam ettim konuşmaya :) tost biraz salçalıydı.. evladımın her yeri de salça olmuş :) ama "seni öpebilir miyim" dediğinde tabii ki dedim.. hemen iyice yaklaştım ona.. ama daha küçük ya, kaldırdı patisini, patisiyle öpecek belli ki :) "öyle değil tatlım.. dudaklarınla öpmen lazım.." deyince, hayatımın en salçalı, en ıslak, ve en mucizevi öpücüklerinden birini aldım.. canım yaa.. ama nedense ona yine dünyanın en salakça sorusunu sordum.. "bir sonraki karşılaşmamızda benle eve gelmek ister misin? evde yaşamak ister misin artık?" hem anneme de sormam gerekiyordu galiba, hem de onun isteyip istemeyeceğinden emin olamadığım için ona düşünme vakti mi vermek istedim ne.. öyle bir şey.. ama sonra kararımı değiştirip "hadi gel o zaman gidelim eve.." deyip, aldım onu kucağıma :) bir yandan da içten içe seviniyorum.. ben onla konuşurum.. o da evdeki kızlarla konuşur.. iletişim çok daha rahat olur evde.. hayriş'le de konuşabilir hem :)) ayyyy... dünyanın ennn şanslı insanı benim :)


ona benzeyen bir resim aradım şimdi google'da.. ama yok.. ben de aklımdaki imajı bozmamak için daha fazla zorlamıyorum.. hayal ediverin işte :)


şimdi bunu yorumlamak lazım.. ben başa dönüp okuduğumda yorumladım.. psikolojik şeyler işte.. ama böyle muhteşem bir şekilde bilinçüstüme çıkacaklarıni bilsem, her cumartesimi uyuyarak geçirmeye hazırım.. dışarda neler kaçırdığım umrumda bile olmaz..

8 Mayıs 2011 Pazar

leylek yine gözünü havaya dikti :)

mırrhabalar efeniiim.....

yine bir yaz mevsimi öncesi demo kişisi gözünü yollara diker :) bu seferki destinasyonu kırk yıl düşünsem planlayamazdım: iran-azerbaycan-rusya.. sebeb-i planım ise pek sevgili mehlem kardeşim.. van'da bitecek bir doğa yürüyüşüne katılıyor bu yaz.. tutturdu "sen de gel" diye.. bilen bilir.. gitmem.. ama mehlem'le tatil yapmak eminim muhteşem olur.. hem de bilinmedik bir yerlerde.. ben de onun planının ucuna kendimi ekledim ve bu tatil taslağı oluştu :)


ilk durak iran'da teyzemlerin oturduğu urumiye şehri.. ve hemen dibindeki tebriz.. aslında taa oraya gitmişken şiraz ve isfahan'ı da görmek lazımdı ama çok uzakmış beyaw.. neyse.. ordan da bakü'ye mehlem'in bir arkadaşına gidiciiz.. aslında orayı görmek için bir sebebimiz yok ama, hazır iran'a kadar gitmişken st. petersburg'a gidip mehlem'in yeğenini ziyaret edelim dedik.. bakü'de de mola veriyoruz anlayacağınız :) haritaya bakarken kendimi finlandiya'ya niyetlenmiş buldum tahmin edersiniz ki.. ama şimdi işin içine vizeyi falan sokmaya gerek yok diyerek hanım hanım rusya'dan eve dönüciiz :) bütün bunların temmuz başında olması bekleniyor şimdilik..


bir yandan ilk kez bu kadar namuslu tatil fotoğraflarımız olacak diye düşünüp düşünüp gülüyoruz.. eh şaka değil, temmuz'da giyinip gezeceğiz yani!

bir yandan da kültür şokunu düşünüp eğleniyorum ben.. iran vs rusya!

bu düşüncelerime son noktayı emre kardeşim koydu dünkü söyledikleriyle.. şimdi ben hep couchsurfer'larda kalıyorum ya gavuristan tatillerimde.. ama bu kez her şehirde bir evimiz zaten olduğu için hiç girmeyeceğiz cs olayına.. neyse.. iran'dan bahsederken, emre diyor ki "yaw democan.. kalmak için olmasa bile en azından nerelere gidilirmiş, ne yenir-içilirmiş, barları-caféleri falan sormak için birine yazsan.." hahhahahaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa!!! "iran'da? bar? alkol yok ki orda kardeşim" diyerek kendisini gaflet uykusundan hangır hangır gülmeye sevk ettim :)))


böyle işte.. oralar hakkında bilgisi olan, tavsiye vermek isteyen güzel insanlara blogum kapılarını açmıştır ey okuyucu :)

1 Mayıs 2011 Pazar

evimizin kedileri..

efeem, ne diyordum.. hah evet.. bizim ev, bizim kediler.. evet evet.. kediler :))) bildiğimiz üzere hayriş kişisi, kendisi bir hürrem hatun edasıyla yayılıp, gülcemalini bizden esirgemeyen dünya muhteşemi bir kişi.. işte de kanıtı..




işte böyleyken, aşağıdaki güzellik de aramıza katıldı :) dün gece :)) bakınız...





bir tane mi?? nayırrr......

dünyanın en çirkin kedilerinden, çipil bakışlı capon konsolosunu takdimimdir :)


bu yatışlara bayılıyoruz tabii :) evde biz de birer capon turist gibi geziyoruz.. fotoo, footoooo...


haa.. bu mu.. bu da bizim oğlan :) o da bizim evde.. couchsurfer odasında şimdi :)