28 Ekim 2008 Salı

dellenen kadın

bugünlerde birilerine bir yerlere çemkiresim vardı zaten.. neyse ki dolmuşa biner binmez dakka bir-gol bir, gereken deşarj olma fırsatı çıktı karşıma.. ben de dolmuşun orta yerinde “belediye adam zikiyo işte” diye bağırmak suretiyle birkaç kişiyi daha uyandırdım umarım..

izmir’deki kentkart uygulamasını çok seviyorum.. istanbul’da dolmuşla-otobüsle ve ankara’nın ise kendisiyle haşır neşir olmak için pek fırsatım olmadı.. elbette şoförün para pulla uğraşması hoş değil, yolculuk etmek için insanın bilet almak zorunda olması da hoş değil (eskiden gişe kapalı olurdu bazen, malum gırgır-fırt karikatürlerindeki “abonman” karaborsacıları geliverdi birden aklıma)

peki ben neden antalya’nın antkartına düşmanım.. artık iki sebebi var.. ikisi de birbirinden nefret edilesi hem de.. her gördüğümde beni dellendiren ve bu uygulamayı şekillendirenlerin alayını vurdumduymaz, sağduyusuz, doğa düşmanı ve buna benzer sıfatlarla süslememe neden olan şey kartı makinenin üzerine koyduğumuzda elimize verilen 13,5X5 cm boyutlarındaki kocaman ‘bilgi fişi’; üzerinde de dünyayı kurtaracak bilgiler var tabii ki: antkart, sürücü, hat, seyahat, araç no’ları, nerden, hangi gün, saat kaçta araca binildiği, bu fişi yol boyunca atmamamızı tembihleyen iki satırlık uzun cümle, yine iki satırlık iletişim bilgileri ve tabii ki çook gerekli olan (çünkü eşşek kadar yazılmışlar, salak olduğumuz için bilmiyoruz ya) 1.30YTL ödediğimiz bilgisi ve bu ücretin adı olan SD ÜCRET yazısı (öğrendim de boyum uzadı!), yine eşşek kadar bir logo.. şimdi ben bu çarşaf kadar kağıdı elime her verdiklerinde nasıl dellenmeyeyim*!#%@! hem dönüştürülmemiş (ve muhtemelen de tekrar bulunup dönüştürülemeyecek) kağıt kullan –üstelik aynı şehirdeki muratpaşa belediyesi geri dönüşüm projesi için çalışıyorken- hem de gerekli bilgileri 2 cm’ye sığdırabiliyorken bunu 7 katına çıkar! artık kimi kazıklıyorsan! zavallı ağaçlarla ne derdin varsa!!

sonra da ikinci dellendirme dalgası geliyor.. kartla binmek 1.30 ytl, kartsız olunca 1.75.. tamam.. aldım bir kart, annemle bindik.. iki kişilik ücretin ilkini 1.30, ikincisini 1.75 ytl almışlar! neden?? çünkü her bir kişinin ayrı ayrı kart sahibi olması gerekiyormuş.. her ne kadar gittiği her yere beraber giden insanlarsak da, kartlarımız ayrı olmalı çünkü.. o halde biletin arkasındaki bilgilerden faydalanıp şoförden satın alabileceğim daha ucuza gelen iki binişlik bileti rica ediyorum bir sonraki seferde; tabii ki kalmamış.. şaşırtıcı değil.. belediye denen şey hizmet için vardır aslında, ama bizimki kar amaçlı bir şirket gibi görünüyor buradan bakınca..

bir de üçüncü nedenim var.. indirimli kart sahibi olmak isteyen öğretmen-öğrenci-emekli gibi kişiler de nerdeyse iç çamaşırının rengine kadar tüm kişisel bilgilerini canımız belediyemize verip, bir de her gittikleri yeri belgelere kaydettiriyorlar.. işte bu noktada kendimi komplo teorisi filmindeki mel gibson gibi hissedip durduruyorum..

oh bee.. sadece dolmuşlarda bağırıp çağırmak yetmemişti zaten.. yine söylüyorum "belediye adam zikmeye çıkmış, haberiniz ola.."

Hiç yorum yok: