18 Kasım 2008 Salı

biir biir biir. . .

biir..
onun ayakları her yerde!
evet evet.. yumuşak-sert dinlemiyor; kağıtların üzerinde kayıyormuş, umurunda değil; ıslak kuru bile fark etmiyor.. öyle bir şey işte.. hatta öyle bir şey ki, golden retriever gibi (bkz.çöp öğütücü); çekirdek, pırasa, fındık, kuru ekmek.. bir de oyuncağını atınca geri getiriyor.. önüne bırakıp "mivv.." sonra yine at-getir, at-getir.... ayakları daha biraz önce klavyedeydi..
zzzzzzzzzzzzzzzzz
hahahaaa iyi kedi lafının üstüne geldi ve malum bölümü yazdı :) bir de eve geldiğinden beri -temmuz sonundan beri- evin içinde bir çeşit korku filmi atmosferi yaratmak için çabalıyor geceleri.. hayal ediniz şimdi: yastık.. kafa yastıkta... yumuşacııkk.. ohh... uykuuu.... (tam o sırada) cıyır cıyıırrr cııııyyyyy; meali: duvarlar tırmalayan kedi tırmığı sesi.. geril gerillll.... bir tek dileğim var bu konuda.. malum patiler her yere girip her türlü naneyi yesinler, ama lütfen lütfen kışın sobanın üstüne atlamasınlar..

biir..
kışın gelmesiyle, iki yıldır ankara'da yaşayan kardeşimin güney illerine göç mevsimi geldi.. ve bu tür göçerken iki oda-bir salonluk eşya sahibi yuvasını da ilk yuvaya geri taşımasıyla tanınan bir cins olduğu için evde yapılmakta olan zorunlu feng-shui aktivitelerinin son seansları da bu akşam yapıldı.. içinde her şeyden birkaç çeşit olan dolaba daldık.. ilk bilgisayarlarımızın kasalarını güle oynaya sokağa, çöpün yanına bıraktık.. onları bile feng-shuiledik ama çok eski bir aile sanatına ait birçok parça tabii ki dolaptaki yeni görev yerlerine yerleştiler.. yeniden kullanılabilir güzel plastik ve kağıt torbaları toplama sanatının konusu olan bu parçaların sergi yerleri zaman içinde değişime uğramış ve bahsi geçen sanat dalı yatak-divan altları yerine büyük dolaplarda icra edilmeye başlamıştır.. yani bizim evde öyle, dayımlarla teyzemlerin evlerindeki galerileri incelemeye uzun süredir fırsat bulamadım..

biir..
bir süre önce anneme mouse'umu verdim o da bana yenisini almış.. ama pavyondan! valla bak.. bu tür bir şeyi sıradan bir yerden alması mümkün değil.. herkese söylüyorum, annem cennetlik bir kişi, pavyondan mouse kurtardı diye.. ama nedense burada yazmadan önce iki kez düşündüm.. nedense politically correct olmak zorundaymışım gibi davranıyormuşum bugüne kadar; şimdi fark ettim ve tavrımı değiştirdim hemman.. yahu zaten burayı okuyan adam alınıp darılcaksa kapatır gider değil mi.. evet evet ben salağım.. herneyse.. konuyu dağıtmamak lazım.. çünkü fark edildiği üzere bütünlük konusunda muhteşem bir yazı olmakta... hakkını yemeyelim, anneciğim bu aleti alırken gerçekten de seçmiş ama, kablosu uzayıp kısalanlardan, çok havalı bir şey.. bakınız:

olup bitenlerin bir kısmını biir bir anlattım işte..

Hiç yorum yok: