8 Ocak 2017 Pazar

demo neden çocuk sevmez?



soruya bak: neden çocuklardan nefret ediyorsun? çocuklara karşı bu nefretinin sebebi ne? hangisini sorduğunu hatırlamıyorum.. ikisi de aynıymış zaten..

haliyle düşündüm.. sınıftaki veletler (bkz. üniversite hazırlık bebeleri) kreş çocuğu gibi davrandıklarında, hiç düşünmeden "i hate children!"ı bağıra bağıra yapıştırırken acaba gerçekten öyle mi hissediyorum diye hiç düşünmüyorum bile..

sonra düşündüm işte.. olayın kökenine inmeye çalıştım birkaç gün.. neden? nedeennn??

en yüzeydeki ve en kesin bilgi şu: ben çocuk doğurmak istemiyorum.. yani insanın içinden insan çıkması çok itici ve ne yazık ki tiksinç geliyor bana.. hiç mucizevi bir yanını göremiyorum, doğum anında olup bitenler o kadar dikkat dağıtıcı ki, bırak mucize falan görmeyi, izleyemedim bile.. geçen hafta bir arkadaşıma gittim, 40'ın hemen üzerinde bir kardeşimiz, ve doğurası geliyormuş bu günlerde!! deli!! "amman sakın!" derken buldum kendimi.. oradaki kısacık sohbette de bir önemli noktayı daha keşfettim: bebekler ve çocuklar yaklaşık 10-12 yaşlarına kadar sürekli kusuyorlar.. ve dünyada katlanamadığım birkaç şeyden biri de insan kusması.. kedilerim kustuğu zaman mesela, kaç kere başıma geldi, yemek masasından kalkıp hemen bir kağıt havluyla alıyorum çıkanları ve orayı temizleyip, hiçbir şey olmamış gibi yemeğime geri dönebiliyorum.. neden peki? çünkü çıkan sadece deforme olmuş hazır mama, o kadar! no asidik koku, no cry! evet.. arkadaşımdan çıkınca düşünmeye devam ettim.. ben bu sebepten dolayı çocuk büyütemeyeceğime ne zaman karar vermiştim? hömmm?? ortaokulda.. evet.. nasıl tiksindiysem artık.. işte, çıkış noktası, her şeyin altında yatan sebep bu.. çok basitmiş değil mi..

tam bu noktada bir ayrıntı daha var; bir zamanlar aile içi bi sohbet sırasında şunu da keşfetmiştim: en ideali, kendine ait çocuğu olan bir adama aşık olmak! böylece yakama yapışmaz üremek için :) ve gerçekten ennn iyi çocuk başkasına ait çocuktur.. ben onu severim tabii ki (bkz. aile bireyini sevmek), ama annesi değil ablası/teyzesi olmayı tercih ederim..

ama sorunun cevabı bunlar değil işte.. soru neydi? çocuk sahibi olmak istememenin sebebi değil, çocuklardan nefretin sebebi..

efendim, hemman anlatayım, aklıma düşen ilk anı:
marmaris/içmeler'de harika bir plajdayım, barış dolu günler geçirerek tatil yapıyorum.. otostopla gitmişim oraya, yardımsever insanlarla karşılaşmışım.. benim hala umudum var yani.. fekat ağustos ayındayız, ortalık sıcaktan kavruluyor.. kedinin biri de yan taraftaki şezlongun altına sığınmış, dili dışarıda, biraz serinlemek için gölgeye atmış kendini.. sonra o geldi.. şişko varlık.. yemiş de sindirememiş bir çocuk, 14-15 yaşlarında.. kediyi ne yazık ki gördü ve ayağıyla hayvanın suratına doğru kum atarak kovaladı.. keşke ben de onun yüzüne kum atsaydım.. ama yapmadım, sadece ayağa kalkıp "heeey!! napıyosun sen!" diye bağırdım.. "yazık değil mi? gölgeye sığınmış bu sıcakta.." sadece bu kadar, hiç yaklaşmadım bile, kendi şezlongumun yanından sesleniyorum.. sonra yiyip de sindirememiş bir başka oluşum yırtık dondan fırlar gibi çıkageldi.. ve üstüme yürüyüp tehditler savurmak suretiyle beni sindirdi.. sindirdi diyorum, çünkü bir kelime daha etsem yemin ediyorum o ilkel oluşum bana vuracaktı.. resmen korktum ve etrafa bakındım güvenlik var mı diye.. şuna benzer bir şey söyledi: "o benim oğlum!"  şimdi bunu naaparsın? doğanın ortasında, doğada yaşayan canlıya saldıran varlığı savunabilmek için söyleyebildiği tek sebep bu.. işte o anda çocuğunun haklı-haksız olmasını sorgulamadan, ona şehzadesi muamelesi yapan sperm sahiplerinden ilk kez nefret ettim.. (küfür, beddua etmeden bitirdim resmen! bravo me!)

çocuğum için dünyayı yakarım!
ıyyyy!! ne kadar ilkel.. neden? soyunu devam ettirecek diye mi? üstteki modelin sebebi bu, evet.. bir de anne modeli var, onun sebebi başka: onunki çocuk, başkalarınınki onun-bunun çocuğu.. empatiden yoksunluk işte.. ama karma diye bir şey var bebeğim, yaptığın her haksızlık çocuğuna korkunç tecrübeler olarak geri dönecek :)

sanki sevmediğim şey aslında çocuk değil de ebeveynler gibi duruyor, değil mi.. değil işte :) onları sevmediğim anlar yukarıdaki anlar.. onun dışında özverili halleri falan gayet hoş.. ama evrensel eşitliğe saldırdıklarında, iyi ki yargı hakkım yok diye şükretmeliler.. çünkü bu durumda tavrım açıktır: göze göz, dişe diş.. benim bildiğim evrensel adalet acımasızdır..

çocuğu için hiç harcanmayacak şeyleri harcayan, dahası davasını ve dava arkadaşlarını satan bir örnek de var ne yazık ki; earth liberation front denen hareketi bildiniz mi canlar? belki de hiç duymadınız.. çünkü daha dişe dokunur eylemler yapmaya fırsat bulamadan grup liderlerinden biri "içeri girersem çocuğumu ancak şunca yıl sonra bilmemkaç yaşına geldiğinde tekrar özgürce görebilicem.. abarelloooo" şeklinde panik yaparak polisle işbirliğine girdi ve utanmadan tüm üyeleri tekeer teker gammazladı!! güzelim ELF dağıldı gitti :(

dağıttım, konuya dön.. neden çocuk sevmiyorum?
çünkü çocuk = küçük insan
yani ne demek?
kötülük ehliyetine sahip canlı demek..
yani bilinçli olarak kötülük yapabilen canlı türü.. örnek: kendinden küçük veya büyük canlıları gerekmediği halde öldüren, sırf eğlenmek için karşısındakini sinirlendiren, anladığı dilde sebepleri anlatılarak kendisinden yapmaması istenen şeyi gözünün içine bakarak yapan, içinde kötülük olan varlık.. bunlar da kötülük mü demiyoruz, çünkü küçük insan/çocuk, daha kendi zaten küçük.. elinden bu kadar kötülük geliyor.. kötü işte..  ben bunun neresini seveyim? üstelik tonton, şirin falan da değil*.. normal insanın küçük boyu işte.. çekici bir tarafı yok ki onun hatrına katlanmaya çalışayım..

kendime hatırlatmam gereken şeyleri hatırlatarak soruyu cevapladım sonunda :)

*tamam, kirpi yavrusunu pamuğum diyerek severmiş, onu biliyorum

görsel şooordan

2 yorum:

Adsız dedi ki...

ya harika,cok güldüm. devam edin yazmaya harikasiniz

demo dedi ki...

hahahhaa :)) ben de bu yazıya gülmenize güldüm :)) teşekkürler.. bu motivasyonla yazmaya devam (umarım)