hiç aklıma gelmezdi buraya (aslında herhangi bir yere) yazacağım ilk yazıya Kamil Sönmez’in vesile olacağı.. bugün tekrarını izlediğim komedi dükkanı’na konuktu kamil sönmez.. yıllardır adını hiç anmadım (bir düşmanlığım olduğundan değil tabii… ihtiyaç duymadım demek..)
asıl olay şu tabii; onu görür görmez hiç düşünmeden, bir an bile duraksamadan hemen “kamil sönmez” deyiverdim.. üstelik “kamil”i ayrı, “sönmez”i ayrı kavramlar olarak algıladım daha ağzımdan çıkarlarken.. ve dahası, bunun içgüdüsel olduğunu düşündüm hemen takip eden anda.. ve bir de olay anında (!) beynimin içinde hatırlama işlerini yapan (ve genellikle tembellikten ölmek üzere olan ) bir türlü bir forma sokamadığım görünmez varlığın sol tarafta duran çelik dosya çekmecelerine doğru ilerleyişini gördüm (stranger than fiction’daki harold crick’in, peşindeki sesten kurtulmaya çalışırken girdiği bembeyaz odadaki dosya çekmecesini açmasına benziyordu) hayal değildi… onun işini yapışını izledim… ve ona şu anda duyduğum saygının o anda oluşmasını hissettim an be an!!
onun orada olduğunu bugün fark ettim bunca yıllık hayatımda ilk kez*… başka nerelerde karşıma çıktığını hatırlamaya çalıştım.. gerçekten de ilk kez olamazdı çünkü.. ama faydasız.. daha önce karşılaştıysak da aynı şeyi yapmamıştı..
sonuç şudur ki; kamil sönmez benim hayatımdaki misyonunu yerine getirdi..
*demek ki benim asıl kahramanım kamil sönmez değil, “o”….
asıl olay şu tabii; onu görür görmez hiç düşünmeden, bir an bile duraksamadan hemen “kamil sönmez” deyiverdim.. üstelik “kamil”i ayrı, “sönmez”i ayrı kavramlar olarak algıladım daha ağzımdan çıkarlarken.. ve dahası, bunun içgüdüsel olduğunu düşündüm hemen takip eden anda.. ve bir de olay anında (!) beynimin içinde hatırlama işlerini yapan (ve genellikle tembellikten ölmek üzere olan ) bir türlü bir forma sokamadığım görünmez varlığın sol tarafta duran çelik dosya çekmecelerine doğru ilerleyişini gördüm (stranger than fiction’daki harold crick’in, peşindeki sesten kurtulmaya çalışırken girdiği bembeyaz odadaki dosya çekmecesini açmasına benziyordu) hayal değildi… onun işini yapışını izledim… ve ona şu anda duyduğum saygının o anda oluşmasını hissettim an be an!!
onun orada olduğunu bugün fark ettim bunca yıllık hayatımda ilk kez*… başka nerelerde karşıma çıktığını hatırlamaya çalıştım.. gerçekten de ilk kez olamazdı çünkü.. ama faydasız.. daha önce karşılaştıysak da aynı şeyi yapmamıştı..
sonuç şudur ki; kamil sönmez benim hayatımdaki misyonunu yerine getirdi..
*demek ki benim asıl kahramanım kamil sönmez değil, “o”….
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder