birkaç ay önce gelen maildeki köpekbalığı-balıkçı yakınlaşmasını gösteren pps dosyasını büyük bir mutlulukla defalarca izledim.. ve iddialı bir hayvansever olarak "onlar da kardeşimiz işte.. zaten yıllardır hayvancıkların hakkını yiyorlar.. alın bakın, köpekbalıklarının da duyguları var.." diye birsürü tanıdığıma yolladım dosyayı.. bir süredir aklımdan çıkmıştı 'evcil köpekbalığı cindy'; ta ki alışveriş yaptığım yerde kasanın yanında sıra beklerken bütün dünya dergisinin kapağında "bir köpekbalığının köpekleri kıskandıran sadakati" başlığını görene kadar.. açıp bakınca cindy'le burun buruna geldik ve "aah ahhh.. keşke o balıkçı kadar şanslı olsaydım.. kendini ona değil de bana sevdirseydi itbalığı.." diye hayıflandım anlamsızca.. ve yine aynı salak duygusallıkla bunu iki gündür aklımdan çıkarmamışım demek ki..
akşam akşam insanı şeytan dürtüyor işte.. bu haber gerçek olamayacak kadar iyi deyip, iki adım önüne peynir konan fare gibi "kesin var bi bokluk" düşüncesiyle gerçek mi yalan mı sitelerine* daldım.. tabii ki hayal kırıklığı.. 'yüzgeçlerini neşeyle suya çarpıp olduğu yerde dönen', çocuklar gibi şen cindy'nin hikayesi bir çeşit 1 nisan şakasıymış.. ama asıl şok jeton düşünce geldi.. ben burada sadece birkaç kişiden oluşan (yani gayet seçkin) bir okuyucu kitlesine sahip olan bloguma yazmak aklıma geldiğinde hikayenin doğruluğunu araştırdım da, türkiye çapında satılan bir dergi nasıl olup da, bunu araştırıp soruşturmadan hemen haberin üstüne atlayabilmiş ona inanamamakla meşgulüm şu anda.. tembelliğim tutmazsa onları da durumdan haberdar etmeye karar verdim, biraz da onlar düşünsünler diye..
hadi bakalım şimdi de siz şüphe edin e-maillerle gelen 'inanılmaz ama gerçek'ler gerçek mi değil mi??
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder