30 Mayıs 2008 Cuma

neler oluyor evde..

bizim evde yıllardır var bir tane... bir şeylerin yerini değiştiriyor.. bir şeyler kayboluyor bazen.. her yeri didik didik ediyorum, bulamıyorum.. sonra annem gelip baktığında eliyle koymuş gibi buluyor söz konusu nesneyi... annelerin gizli süper güçlerinden* biri olabilirdi aslında kayıp şeyleri zaten-aranmış yerlere tekrar bakmak suretiyle bulmak.. "işte burada... illa ki yerimden kaldıracaksın beni.." şeklinde ifadelerle kendine paye çıkararak bu gizemli olayı son derece basite indirgiyor.. hatta fark etmiyor bile.. belki de göz ardı ediyordur.. 'çoluk-çocuk' huzursuz olmasın diye.. ana yüreği tabii.. canım ya..

işte o noktada asıl gizemli yaratık devreye giriyor... çocukluğumdan beri var bunlar etrafta.. bize ait eşyaların 'yerlerini değiştiriyorlar'.. sanırım oyun oynuyorlar.. işin içinde bir kötü niyet yok yani.. onların varlığını hiç sorgulamadım.. var olduklarını da hiç kendi kendime bile söylemedim bugüne kadar.. ta ki bir tanıdığımın arkadaşının pumu'su olduğunu duyana kadar.. onunki daha çok hayali arkadaş gibi bir şey aslında.. bizim yaratıklarımız daha kamusal sayılırlar.. kişiye ait bir yaratık değil de, daha çok evin köpeği gibi..

bizimki bu kış yine aktif hale geçti.. leprechaun** modunda takılıyor bu sezon.. sarı, değerli şeylerin peşinde.. önce gelip biriktirip biriktirebileceğim biricik altınımı (ç)aldı.. daha sonra baktı ki çok da üzülmedim, peşinden en sevdiğim t-shirtlerimden birini çaldı, sarı ve değerli olanı.. sonra birkaç hafta aradan sonra birkaç gün önce mutfakta oynadı benle.. dibimde duran bardaklar, rendeler tıkır tıkır tıkırdadı olduğu yerde... çok acaip bir irkilme hali oluyormuş.. sanki 100 yıldır aşık olduğum adam karşıma çıkmış gibi bir histi*** böyle yüreğim hop etti resmen..

bunlar hırsızlık yaptığında, şüpheli yöntemlerle aranmalıdır söz konusu kayıp eşya.. önce ilgili yerler (şampuan için banyo-mutfak-salon; t shirt için oda-salon-banyo; vb..) şöyle bir hallaç pamuğu gibi atılır, sonra varsa evin annesi (yoksa ehliyetli bir 'teyze') tahmini olay yerine yollanır.. hala da sonuç alınamıyorsa iki kibrit çöpü çatılarak kaf dağının ardındaki mah hatun'a başvurulur.. ben diyeyim 5, siz deyin 10 yıl önce izmir’de bir bankada, çok önemli ve bir o kadar da kayıp bir evrakı bulduğuna sülalenin kadınları olarak şahidiz ciddi ciddi.. başvuru şeklinin tam tarifini vermiyorum burada, çünkü kendilerini çok meşgul etmek istemem, o da her normal insan gibi aynı anda sadece bir tek kişiyle ilgilenebiliyor... ha, müsait olmadığında çöpler meşgul mü çalıyor? tabii ki hayır.. sadece gerekli yardımı alamıyoruz; netekim o da çöplerin çatılamaması kadar kötü!!

neyse.. ben gidip 2 çöp bulmalıyım şimdi.. umarım sonuç için yapacağım edit'i de göreceğiz.. siz de o arada, konunun karanlık tarafındaki kahramanı oldukça gözde canlandırılabilir şekilde anlatan eseri şuradan indirip dinleyebilirsiniz..





* attıkları terliğin köşeyi dönerek çocuğu takip etmesi, vb..
** irlanda menşeili ayakkabıcı cin, gökkuşağının sonundaki altın küpünün gerçek sahibi..

*** korku ve aşk'ın semptomları neredeyse tamamen aynıdır!..

Hiç yorum yok: